Şiir

30 Mart 2012 Cuma

BilirmiSin

Duymak nedir bilir misin?
Duymak, ama anlatamamak
Tam dilinin ucuna gelmişken söyleyememek
'Seviyorum' diyememek
Yani ölümü yaşamak nedir bilir misin

Nereden bilecektin seni sevdiğimi
Hiç fısıldamadım ki kulaklarına aşkımı
Senin için
Günlerce gecelerce ağladım
Nereden bilecektin
Hiç silmedim ki yanında gözyaşlarımı

Islanırsa eğer gözün
Yüreğime çöker hüzün
Ne olursun gülsün yüzün
Sen gözümde tüten duman
Sen vardığım en son liman
Sen Allahım'dan bir armağan sın

Bulutsuz bir gökyüzüdür güzelliğin
Yıldızların en parlak olduğu zamansın
Denizlerim senin kıyılarında sakin
Bırak ellerini avuçlarımda kalsın

Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
Seni özlediğim içindir.
Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;
Seni özlediğim içindir.
Yaşıyorsam; içimde umut varsa,
Yine seni özlediğim içindir.

Bensiz ne haldesin şimdi kimbilir
Sen yoksun bu hayat nasıl çekilir
Gözümde canlanır anılar bir bir
Resmini bin defa öperim yetmez

Denize dökülen bir ırmak gibi
Öyle ak içime öylesine dol
Yarına açılan bir yaprak gibi
Unuttur mazimi geleceğim ol

Hani bazı günler küsmüyor musun
İçimden dünyayı yıkmak geliyor
Duvarlar misali susmuyor musun
İçimden dünyayı yakmak geliyor

O seni düşünmek yok mu
Geceler dolusu seni düşünmek
Sarılmak karanlıklara sen diye
Sen diye kucaklamak yorganı okşamak, öpmek
O seni beklemek yok mu
Her gün sabahlara dek uykusuz beklemek
Ahh, ayak sesleri, kapı gıcırtıları bilemezsin
Bir defa yaşamaktır o, bin defa ölmek

AŞK BİR ÇOCUK HASTALIĞI MIDIR?

AŞK BİR ÇOCUK HASTALIĞI MIDIR?

Aşk, insanın yalnızlığa bir yanıtı olarak, bir başkasıyla kurabileceği bağların en içten göstergesidir. Bir düş olarak başlayıp tutkuya dönüşür, yaşamın tek anlamı olup çıkar.

Sevmek kaçınılmazdır, ama zaman içinde olanaksızlaştırılır. Ölümsüz sevgi uçsuz bucaksız değil, sürüp giden bir aşk arayışı ve beklentisidir.

Aşka tatil yoktur. Hiç bir aşk, aşkın yerini tutmaz. Yaşamı anlamlı kılan tek tutku, tek gerçek aşktır. Beklese de insan, arasa da, aşk günün birinde çıkıp gelir... Aşktan kaçınılmaz. Aşkı sıkıntısıyla, herşeyiyle bir bütün olarak yaşamak ise en anlamlı olanıdır. İşte bunun için aşka tatil yoktur. Aşk bir büyüdür belki de, bunun için olanaksızdır. Aşk, ölüm kadar kaçınılmaz olandır.

Sevmek duygusu, aşkı kapsamaz. Çoğu kez sevmek, ölümle birlikte anılır. Can çekişen bir kuşun kanat çırpmasında, bir uykunun, bir düşün eşiğinde, bir ölümcül hastalığın farkındalıklarda, tutku ile güdümlenen aşka değil, sevgiye rastlanır. Sevmenin sınırları, sınırsızdır.

Dünyada hiçbir aşk bir başka aşkın yerini tutmaz. Aşktan kaçılmaz. Güzelliğiyle, çirkinliğiyle sıkıntısıyla aşkı yaşamaktan kaçınamayız. İnsanların hepsi ya da çoğu aşkı ararlar. Bu arayışta umutla beklerler, sabırla katlanırlar, sonunda düş kırıklığına uğrarlar. Düş kırıklığı belki de aşkın anasıdır. Aşk arayışı giderek insan için bir yaşam biçimine dönüşür. Böylesi kişiler için mutluluk vardır, ama gelip geçici anlık sezgilerdir bu, yaşanabilir ama elde tutulamaz. Yaşanamayan aşktan geriye ise hiçbir şey kalmaz, anılar bile.

Zamanın değişkenliği, beğenileri de değiştirirken, aşkı etkisiz kılmayı başaramaz. Aşkı, çelişkilerle, aykırılıkları ve alışkanlıklarıyla ayakta tutmak, yaşamak, - ne acı ki- büyük aşklar yaşadıklarını varsayan bir çok insana nasip olmuyor. Zaman, aşkta bir tekdüzeliği oluşturuyor ve aşk giderek bir alışkanlığa dönüşüyor. Zamanla aşkın yaşayanlar arasında kaçınılmaz bir alışkanlık durumuna gelmesi, aşıkların birbirlerini tanıması, belki de her şeyin en kötüsüdür.

Aşk bir gerekliliktir. Aşk yıpransa da, alışkanlık durumuna gelse de, mutsuzluk verse de yaşanması kaçınılmazdır. Aşka ara verilmez, durup dinlenmeden, iyisiyle kötüsüyle her anını yaşamak zorundadır insan. Sıkıntı da aşkın bir başka görünümüdür. Sıkıntı da aşkın bir parçasıdır. Aşkı, salt duygusal bir haz ya da sıcaklık ve mutluluk salgısı olarak algılamak, aşkı tanımamakdır. Aşk, sadece insanı mutlu eden bir duygu değildir. Onu yücelten bir şey de değildir. Acıtan, sıkıntıya sürükleyen, sarsan, etkileyen, geliştiren, yücelten, çoşturan bir duygudur da aynı zamanda...

Sanırım, bir çocukluk hastalığı o...

Aşk Nereye Kadar

aşk nereye kadar

Aşk başlar
Aşk varır
Aşk yaratır
Aşk verir
Aşk sorar, sorgular
Aşk dinler
Aşk anlatır

Aşk çözer, geliştirir
Aşk çarpar, değiştirir
Aşk sorari sorgular
Aşk üretir, dönüştür

Kendi kendine bir sor
Nereye kadar

Bütün değerlerin geometrik artar
Genelden özele yolculuk bu
Bütün en güzeller sende toplanır
Kapılar kapatılır kalıcı mutluluk

Aşk yıkar
Aşk yapar
Aşk yorar
Aşk yeniler
Aşk sorar, sorgular
Aşk yaşanır
Aşk biter

Kendi kendine bir sor
Nereye kadar

Aşk çözer geliştirir
Aşk çarpar değiştirir
Aşk sorar, sorgular
Aşk üretir, dönüştürür

Aşk Üstüne

Yalniz Olanlara;

Ask bir kelebek gibidir, pesinden kostukça hep senden kaçar..
En iyisi birak uçsun, inan ki hiç beklemedigin bir anda gelip omzuna
dokunuverir...Ask mutlu eder, bazen de üzer ama ask
özeldir, askini hak eden birine sunarsan eger..

Sevgilisi Olanlara;

Askin amaci birileri için "mükemmel insan" olmak degildir,seni
mükemmellige en çok yaklastiracak insani bulmaktir..

Capkinlara;

Sevmedigin birine asla "seni seviyorum" deme.. Içinde olmayan duygulardan
varmis gibi sözetme.. Kimsenin hayatina kalbini kirmak için girme.. Sevgi
dolu bakan gözlere asla yalan söyleme,cünkü birine verebilecegin en büyük
aci, asik olmadigin birini kendine asik etmektir...

Evli Olanlara;


Seven insan "senin hatan" yerine "özür dilerim" diyendir... "neredesin"
yerine "ben buradayim" diyendir.. "nasil yaparsin" yerine "niye yaptigini
anliyorum" diyendir.. ve ask "keske" yerine daima "iyi ki" diyendir...

Kalbi Kirik Olanlara;

Kalp yarasi siz kanatmaktan vazgeçinceye kadar sürer ve ilaci bu aciya
alismak degil, ondan ders çikarabilmektir.

Asik Olmaktan Korkanlara;

Aska düs ama tökezleme,anla ama bekleme, paylas ama isteme,yaralan ama
asla aciyi içinde büyütme...

Sevdigini Fazla Sahiplenenlere;

Sevdiginin bir baskasiyla mutlu oldugunu görmekten daha aci bir sey
varsa,o da sevdiginin seninle mutsuz oldugunu görmektir..

Askini Itiraf Etmeye Cekinenlere;

Sevdiginden ayrilinca ask aci verir,sevdigin seni terk edince daha da çok
aci verir ama en acisi, onu ne kadar sevdigini bilmesine hiç firsat
vermemektir..

Dönmeyecek Birini Hala Bekleyenlere;

Hayatin en hüzünlü ani, deli gibi sevdigin insanin buna hiç degmedigini
gördügün andir ve en büyük kaybin onun için harcadigin yillardir...
Senin askini su gün hak etmeyen, bilki 10 sene sonra yine hak etmeyecektir...
Birak, gitsin

Özlediğim Kadar Sensin Sevdiğim Kadar Bensin

Kadavradan ibaret bir gövde,
İmlası bozuk bir cümle..
Bir de aramızdaki büyüyen özlem..

Biliyorum gelmeyeceksin...
Ne sen olabileceğim gözlerinin dibinde..
Ne ben olabileceksin yüreğimin terinde..
Ama...
Bir cümle olduk biz..
Anlatım bozukluğuna meyal verdik ise de,
Sevgiye dair alıntılanmış,
En anlamlı söz olduk biz..
Bizden doğma mutluluğu var ettik
Sevda sağnağında...
Bizden olma bir fincan umudu tazeledik
Hayat çaydanlığında...


Ey kirpiklerinden sağdığım gökkuşağı yedi rengi,

Hüzünbaz hüzünleri unut..Ayak diblerine kök salmış siyah’ı da ..Koş yeni demlenmiş yürek demime..Sokul ve mevzilen gözlerinde kuruttuğum kirpiklerime..Şarkılar sustu biliyorum..Söz sırası bizde..Mutluluğumuzdan alıntı birkaç çift umudumuz var dudaklarımıza ördüğümüz..Erişmese de ellerimiz ellerimize, bir yolumuz var özleminde yürüdüğümüz..Sana kaç gel demiyorum..Biliyorum hakkım değil bu..Bırak kanlı bir savaşın içinde geçsin ömrümüz..Çilekeş bir sonbahar yaprağına özensin gözlerimiz..Aynı tende, aynı gölgede yürümese de mavi düşlerimiz, aynı sevdanın ıslak cümlelerinde büyüsün adımız..İlintilensin kokun Cennnetle, bize aidatlansın ayrılık...Ne fark eder ki..Ben sendeyim...Sen bende...Bükülse de cümlelerimiz , sökülse de alfabemiz biz bir cümleyiz..Sen ve ben...İki harf bir cümleden ibaret mutluluk...


Mutluluğuma umudumu bağışlayan,

Biliyorum özlem kör topal zamanlarında ilerliyoruz..Sen benden uzakta, ben senden ırakta yürümekteyiz..Dışı düşsüzlüğe gebe kalmış bir sabahın koynunda boyun bükmekteyiz..Bazen gözlerimiz nemlenmekte, bazen de özlem aramıza perdelenmekte..Ama bırakmak yok sevgili..Mutluluk umuda gark olmuşsa, artık dönüş yok bu yoldan..Ölüm ölümümüzü öldürmeden gitmek yok sevgili..Bırak ellerinden içmeyeyim bir bardak suyu..Bırak gözlerinde sabahlamasın yüreğim..Uzaklarda bana ait bir cümle ol yeter..Koynumda sonbaharları kurban edemesen de bırak yanımda hep umut ol yarınlara...

Sığlığıma / içimdeki yalnızlığa bir dirhem hayatı aşılayan,

Sus.Dikenli telleri dudaklarına getirip kanatma yaralarını..Kavuşmamanın ızdırabına kanıp içme hüznün şerbetini..Bak kör bir yüreğe sevgiyi öğretiyorsun..Büyüyor içimde ölen bir çocuk..Yarım değil cümlelerim..Mutluluk fiilinden umut deryası cümleler kuruyorum mavilere..Rüzgarı omuzlarıma alıp bulutlara yeni göç yolları buluyorum..Biliyorum her yol sana...Biliyorum her söz sana..Evet zor yaşadıklarımız..Zifiri bir karanlık ilerlediğimiz, bir ölüm kalım savaşı göğsümüzden sildiğimiz..


Bırak aramızdaki özleme bakıp durma..
Kefenle gözlerindeki ıslaklığı..
Gün vuslat zamanı..
Gün bizi bizde yaşatma anı..

Doldur gözlerine kız cocuğu hayallerini..
Yürü bana doğru harf harf..
Yürü bana doğru dua dua..
Bir de gelirken bana,
Bİr avuç maviyi çok görme sakın..

Unutma;
Özlediğim kadar Sen’sin..
Sevdiğim kadar Ben’sin..

“ Seni özlemin en güzel yanı;
Seninle her gün yeniden doğmak mavilere..
Hep nefes al emi..
Seninle hayatlansın bu hayatım....“