ßêñÎ güzêL håtÎrLå ßµñLår §Øñ §åtÎrLår, FårzêtkÎ ßÎr rµzgår gÎßÎ ê§Îp gêctÎm hå¥åtÎñdåñ, ¥ådå ßÎr ¥ågmµr gÎßÎ §êL ØLdµm §ØkågÎñdå, §Øñrå tØpråk cêktÎ §µ¥µ… Kå¥ßØLµp gÎttÎm ßêLkÎ dê ßÎr rµ¥å ÎdÎm §êñÎñ ÎcÎñ… µ¥åñdÎñ vê ßêñ ßÎttÎm….
Şiir
2 Ekim 2012 Salı
Son Rüyam
Seneler öncesi bir kuşluk vakti görmüştüm, bu rüyayı…
Aşkın ebedi olduğu, dünyaların çok yakınında, kin ve nefretin olmadığı, güzel bir gündü. Aşkın tohuma benzediği ve devamlı büyüdüğü ve çiçekler açtığı bir dünyada gördüm seni.
Gözlerin ela, saçlarında siyahtı
Bazı geceler beyaz bir gelinlikle, bazı geceler pembe hülyalardaydın. Bazen içimde ki garip ürperti bazen seher yeliydin. Geceleri uzun olan günlerde gördüğüm kısa rüyamdın. Gülen gözlerindi ruhumun ışığı, sevdandı beni ben yapan.
Karda açan bir kardelen kadar değerli, gül kadar güzeldin. Sözlerin bittiği yerdeki son cümle, Karanlığın sonunda görünen mum ışığımdın. Sevdam sahipsiz bir deli tay misaliydi beyhude koşuşturmaları olan.
Dedim ya güzel bir rüyaydın
Hep sen oluyordun birde ben, bazen gülüyordum, bazen de hüzünleniyor fakat hiç ağlamıyordum.
Ve ben seni hep bekliyorum rüyaların gerçek olduğu o ıssız kavşakta…
Aşkın ebedi olduğu, dünyaların çok yakınında, kin ve nefretin olmadığı, güzel bir gündü. Aşkın tohuma benzediği ve devamlı büyüdüğü ve çiçekler açtığı bir dünyada gördüm seni.
Gözlerin ela, saçlarında siyahtı
Bazı geceler beyaz bir gelinlikle, bazı geceler pembe hülyalardaydın. Bazen içimde ki garip ürperti bazen seher yeliydin. Geceleri uzun olan günlerde gördüğüm kısa rüyamdın. Gülen gözlerindi ruhumun ışığı, sevdandı beni ben yapan.
Karda açan bir kardelen kadar değerli, gül kadar güzeldin. Sözlerin bittiği yerdeki son cümle, Karanlığın sonunda görünen mum ışığımdın. Sevdam sahipsiz bir deli tay misaliydi beyhude koşuşturmaları olan.
Dedim ya güzel bir rüyaydın
Hep sen oluyordun birde ben, bazen gülüyordum, bazen de hüzünleniyor fakat hiç ağlamıyordum.
Ve ben seni hep bekliyorum rüyaların gerçek olduğu o ıssız kavşakta…
Nette Tanışan Çiftin Aşk Hikayesi
Nette tanışan iki genç arkadaş olurlar. zaman içinde sıkı bir dostluğa dönüşen beraberliklerini zedelememek için hiçbir zaman birbirlerini görmemeğe, fiziki özelliklerinden bahsetmemeye karar verirler.
ısimlerin, şekillerin olmadığı sadece ruhların derinliklerinden gelen en samimi duyguların dile getirildiği zaman ve mekan unsurlarından soyutlanmış bir birliktelik içinde sürer dostlukları.
ve bir gün bakarlar ki birbirlerini tamamlayan iki varlık olmuşlar. yazışmadıkları gün hatta saat olmamaya başlamışlar. adeta nefes alış gibi doğal bir bütünleşme, isim takamadıkları bir aşk gelişmiş içlerinde. tüm beşeri sıfatlardan sıyrılmış, bambaşka bir halmiş bu.
aradan geçen zaman zarfında, artık kesinlikle birbirlerinden asla kopamayacaklarına inandıkları gün; tanışmaya ve evlenmeye karar vermişler.
ve ikisinin de çok iyi bildikleri bir kentin çok iyi tanıdıkları bir sahilinde buluşmak üzere anlaşmışlar.
hanımın elinde kırmızı güller ve dudaklarında sevgi dolu bir gülümseme olacakmış. erkek ise hiçbir alamet taşımayacakmış.
nihayet beklenen gün gelmiş. genç erkek sözleştikleri yere yaklaştıkça kalbi duracak gibi oluyormuş. ışler biraz değişmeye başlamış kalbinde. ya çok çirkin bir kadınsa sevdiceği, ya kör, topal ya da………… ise. biraz hata yaptığını düşünür gibi olmuş ama çabuk savmış bu kendine ve aşkına yakışmayan düşünceleri zihninden.
karşıda elinde bir gül tutan ve sağa ,sola bakınan hanımı görmüş. ıçi hop etmiş fakat dudaklarında beliren düş kırıklığını biraz olsun giderebilmek için bir, iki derin nefes almış ve son derece kararlı adımlarla hanımın yanına yaklaşmış.
annesi yaşında hatta daha da yaşlı, saçları pamuk gibi bembeyaz, yüzü yaşadığı yılların derin izleri ile buruşmuş fakat dudaklarında güzel bir o kadar da şaşkın bir tebessümle kendine doğru yaklaşan genç erkeğe bakıyormuş. gözleri bin bir soru ile kıpırdıyor, yorgun gözkapakları arada bir feri kaçmış gözbebeklerini uzaklara yönlendiriyor ama yaşlı kadın gözlerini genç erkeğin bakışlarına kilitlemeye çalışıyormuş.
zihninde çeşit, çeşit zıt fikirlerin koşuştuğu genç adam bir, iki yutkundu ve gücünün son raddesindeki bir hıçkırıkla,
"merhaba aşkım. nasılsın." dedi.
kadere teslim olmuştu. söz vermişti. biliyordu her şey olabilirdi. bir an gözlerini kapadı ve yazışmalarını hatırlamaya çalıştı. onca duygu dolu kelimeler, sevda yüklü vaatler, parlak gelecekler nasıl olmuştu da bu yaşı geçmiş hatunun kaleminden dökülebilmişti. bir türlü inanamıyordu fakat gerçek gün gibi ortadaydı.
yaşlı kadının elinde tuttuğu kırmızı güller aldı ve tarif edilemeyen bir duyguyla onları öptü. sonra elini uzattı ve,
"hadi kalkmana yardım edeyim aşkım. buradan uzaklaşalım. " dedi.
olanları anlamsız gözlerle seyreden yaşlı kadın dudaklarını araladı ve,
"ey oğul, ben yıllardır bu kelimeyi unutmuş anan belki ninen yaşta bir kadınım. neler oluyor anlayamadım ama o gülleri elimden niye aldın. onları bana şu ilerde oturan genç kız verdi. birini bekliyormuş, burada buluşacaklarmış. gelirse benim tarafımdan bu gülleri ona verir misin demişti. ben de o genci bekliyordum. yoksa o sen misin?"
genç adam bir an soluksuz kaldı, boğazında düğümlenen hıçkırık ve karmakarışık duygularla yaşlı kadının işaret ettiği yöne baktı. bir çift sevgi ve minnettarlıkla parlayan yeşil göz kendisine gülümsüyordu. telaşla yaşlı kadının ellerini öptü ve gülleri ona tekrar vererek işaret edilen tarafa koşmaya başladı. genç kız da ayağa kalkmış onu bekliyordu.
"seni izledim. şayet gülleri almayıp geri dönseydin sessizce buradan uzaklaşacaktım. seni doğru tanımışım aşkım."
ısimlerin, şekillerin olmadığı sadece ruhların derinliklerinden gelen en samimi duyguların dile getirildiği zaman ve mekan unsurlarından soyutlanmış bir birliktelik içinde sürer dostlukları.
ve bir gün bakarlar ki birbirlerini tamamlayan iki varlık olmuşlar. yazışmadıkları gün hatta saat olmamaya başlamışlar. adeta nefes alış gibi doğal bir bütünleşme, isim takamadıkları bir aşk gelişmiş içlerinde. tüm beşeri sıfatlardan sıyrılmış, bambaşka bir halmiş bu.
aradan geçen zaman zarfında, artık kesinlikle birbirlerinden asla kopamayacaklarına inandıkları gün; tanışmaya ve evlenmeye karar vermişler.
ve ikisinin de çok iyi bildikleri bir kentin çok iyi tanıdıkları bir sahilinde buluşmak üzere anlaşmışlar.
hanımın elinde kırmızı güller ve dudaklarında sevgi dolu bir gülümseme olacakmış. erkek ise hiçbir alamet taşımayacakmış.
nihayet beklenen gün gelmiş. genç erkek sözleştikleri yere yaklaştıkça kalbi duracak gibi oluyormuş. ışler biraz değişmeye başlamış kalbinde. ya çok çirkin bir kadınsa sevdiceği, ya kör, topal ya da………… ise. biraz hata yaptığını düşünür gibi olmuş ama çabuk savmış bu kendine ve aşkına yakışmayan düşünceleri zihninden.
karşıda elinde bir gül tutan ve sağa ,sola bakınan hanımı görmüş. ıçi hop etmiş fakat dudaklarında beliren düş kırıklığını biraz olsun giderebilmek için bir, iki derin nefes almış ve son derece kararlı adımlarla hanımın yanına yaklaşmış.
annesi yaşında hatta daha da yaşlı, saçları pamuk gibi bembeyaz, yüzü yaşadığı yılların derin izleri ile buruşmuş fakat dudaklarında güzel bir o kadar da şaşkın bir tebessümle kendine doğru yaklaşan genç erkeğe bakıyormuş. gözleri bin bir soru ile kıpırdıyor, yorgun gözkapakları arada bir feri kaçmış gözbebeklerini uzaklara yönlendiriyor ama yaşlı kadın gözlerini genç erkeğin bakışlarına kilitlemeye çalışıyormuş.
zihninde çeşit, çeşit zıt fikirlerin koşuştuğu genç adam bir, iki yutkundu ve gücünün son raddesindeki bir hıçkırıkla,
"merhaba aşkım. nasılsın." dedi.
kadere teslim olmuştu. söz vermişti. biliyordu her şey olabilirdi. bir an gözlerini kapadı ve yazışmalarını hatırlamaya çalıştı. onca duygu dolu kelimeler, sevda yüklü vaatler, parlak gelecekler nasıl olmuştu da bu yaşı geçmiş hatunun kaleminden dökülebilmişti. bir türlü inanamıyordu fakat gerçek gün gibi ortadaydı.
yaşlı kadının elinde tuttuğu kırmızı güller aldı ve tarif edilemeyen bir duyguyla onları öptü. sonra elini uzattı ve,
"hadi kalkmana yardım edeyim aşkım. buradan uzaklaşalım. " dedi.
olanları anlamsız gözlerle seyreden yaşlı kadın dudaklarını araladı ve,
"ey oğul, ben yıllardır bu kelimeyi unutmuş anan belki ninen yaşta bir kadınım. neler oluyor anlayamadım ama o gülleri elimden niye aldın. onları bana şu ilerde oturan genç kız verdi. birini bekliyormuş, burada buluşacaklarmış. gelirse benim tarafımdan bu gülleri ona verir misin demişti. ben de o genci bekliyordum. yoksa o sen misin?"
genç adam bir an soluksuz kaldı, boğazında düğümlenen hıçkırık ve karmakarışık duygularla yaşlı kadının işaret ettiği yöne baktı. bir çift sevgi ve minnettarlıkla parlayan yeşil göz kendisine gülümsüyordu. telaşla yaşlı kadının ellerini öptü ve gülleri ona tekrar vererek işaret edilen tarafa koşmaya başladı. genç kız da ayağa kalkmış onu bekliyordu.
"seni izledim. şayet gülleri almayıp geri dönseydin sessizce buradan uzaklaşacaktım. seni doğru tanımışım aşkım."
Aşkın Adı
Aşk nedir?
Hani sormuştun ya aşk nedir diye, anlatayım sevdiğim dilim döndüğünce.
Aşkın bin bir tarifi var, ne söylesen olur.
Bazen acıdır bazen tatlı. Bazen gülersin bazen ağlarsın, fakat bana göre aşk…
Issız bir gecede aniden yakalanırsın ya bir yağmura
Islanırsın ya sırıl sıklam. Hani üşürsün ya ellerini ceplerine bile sokamazsın ya.
Hani bulamazsın sığınacak kuytu bir köşe.
Hani dersin ya, yanımda bir sıcaklı olsa.
Kuytu bir köşe bulunca daha kurumadan, bir bardak sıcak çay içersin ya.
Hani için ısınır, derin bir oh çekersin ya
Bana göre aşk sevdiğim, sırıl sıklam bir halde içilen bir bardak sıcak çay gibidir.
Eğer bilirsen o soğuk günde içilen bir bardak sıcak çayın kıymetini.
Anlarsın aşkında kıymetini
Güzel sözler
♥ Ağırdır sevmelerim her yürek taşıyamaz, büyüktür umutlarım her omuz kaldıramaz, her şey olur da şu kalbim, bir tek sensiz olamaz.
♥ Mürekkepten denizler, kağıttan gemiler yaptım. Sonra ismini her yere yazdım. İsmini yazınca seni sevdiğimi sandın, ben seni sevmedim sana taptım!..
♥ Seni her düşündüğümde kalbime bir yıldız çiziyorum. Benim şimdi kaç yıldızım var biliyor musun? Benim artık bir gökyüzüm var..
♥ Bugün her zamankinden farklı bir şey yapayım dedim olmadı yine sana defalarca aşık olup seni düşündüm...
♥ Yedi ayrı iklimden yedi çesit arı getirseler yedi çesit arı yedi ayrı çiçeği dolaşsa yedi ayrı çiçekten bal yapsa senin kadar tatlı olamaz...
♥ Ben seni dün sevmedim çünkü dün geride kaldı, ben seni bugün de sevmeyeceğim çünkü bugün de bitecek; ben seni yarın seveceğim çünkü yarınlar hiç bitmeyecek!
♥ Ağzımdan çıkacak söz olsan konuşmam, gözümden akacak yaş olsan ağlamam, kalbime hapsettim seni hiçbir yere bırakmam!
♥ Güneşin doğduğu da bir gerçek battığı da... Kalbimin attığı da bir gerçek, günün bittiği de... Ne çıkar tüm gerçekleri saysak tek tek. Seni seviyorum, işte o en büyük gerçek...
♥ Bir şiir yaz bana içinde alabildiğince mutluluk olsun ayın gölgesinde unutulan sevgi tohumlarıyla yeşere dursun veya bir şarkı söyle özlemimdeki sevgiliyi anlatsın yağan yağmurlarla ıslanan bedenimi parlayan gözleriyle kurulasın.
♥ Aşk kaçmaktan çok kovalamak, görmekten çok özlemek, gitmekten çok beklemek, dokunmaktan çok düşünmektir.Ve aşk öyledirki nerde imkansız varsa onu seçer.
♥ Birgün bana soracaksın,beni mi yoksa hayatı mı daha çok seviyorsun diye. hayatı diyeceğim, küsüp gideceksin ama hiçbir zaman bilmeyeceksin ki benim hayatım sensin.
♥ Mürekkepten denizler, kağıttan gemiler yaptım. Sonra ismini her yere yazdım. İsmini yazınca seni sevdiğimi sandın, ben seni sevmedim sana taptım!..
♥ Seni her düşündüğümde kalbime bir yıldız çiziyorum. Benim şimdi kaç yıldızım var biliyor musun? Benim artık bir gökyüzüm var..
♥ Bugün her zamankinden farklı bir şey yapayım dedim olmadı yine sana defalarca aşık olup seni düşündüm...
♥ Yedi ayrı iklimden yedi çesit arı getirseler yedi çesit arı yedi ayrı çiçeği dolaşsa yedi ayrı çiçekten bal yapsa senin kadar tatlı olamaz...
♥ Ben seni dün sevmedim çünkü dün geride kaldı, ben seni bugün de sevmeyeceğim çünkü bugün de bitecek; ben seni yarın seveceğim çünkü yarınlar hiç bitmeyecek!
♥ Ağzımdan çıkacak söz olsan konuşmam, gözümden akacak yaş olsan ağlamam, kalbime hapsettim seni hiçbir yere bırakmam!
♥ Güneşin doğduğu da bir gerçek battığı da... Kalbimin attığı da bir gerçek, günün bittiği de... Ne çıkar tüm gerçekleri saysak tek tek. Seni seviyorum, işte o en büyük gerçek...
♥ Bir şiir yaz bana içinde alabildiğince mutluluk olsun ayın gölgesinde unutulan sevgi tohumlarıyla yeşere dursun veya bir şarkı söyle özlemimdeki sevgiliyi anlatsın yağan yağmurlarla ıslanan bedenimi parlayan gözleriyle kurulasın.
♥ Aşk kaçmaktan çok kovalamak, görmekten çok özlemek, gitmekten çok beklemek, dokunmaktan çok düşünmektir.Ve aşk öyledirki nerde imkansız varsa onu seçer.
♥ Birgün bana soracaksın,beni mi yoksa hayatı mı daha çok seviyorsun diye. hayatı diyeceğim, küsüp gideceksin ama hiçbir zaman bilmeyeceksin ki benim hayatım sensin.
Sensizliğe Dair
Ve sen
Son baharım da, yeşil kalan.
Ve sen
İlk aşkım, son sevdiğim, ilk göz ağrım,
Ve sen
Benim amansız hastalığım
Ve ben
Sensiz bir çare, deli divane
Ve. Öyle işte!
Nasıl anlatayım ki sensizliği, kelimeler kifayetsiz kalıyor. Boğazımda bir düğüm oluyor, boğuluyorum seni düşündüğümde. Yeter artık düşünme diyorum kendime. Laf geçiremiyorum ki bu deli gönlüme.
Ve sen, yani o diyorum, beni bu acılara düşüren.
Suçlamak istiyorum seni, fakat beceremiyorum ki.
Böyle zamanlarda kendimi suçluyorum, bulmalıydın diyorum, bulmalıydın, bu derde çare.
Çaresiz hastalık var mı?
Sensizlikten gayrı?
Ben işte böyle çaresiz, ben işte böyle imkansız sevdadayım hala.
Bu ruh hali içersinde yaşıyorum yaşamak denirse.
Bazen… Bazen unutur gibi oluyorum seni, o an hüzünlü bir şarkı düşüyor dilime.
O an garip bir acı gelip çörekleniyor kalbime. Sensizlik bu işte
Nasıl anlatsam ki başka?
Ben bulamadım.
Sahi sen anlatsan ya, bensizlik nasıl bir şey?
Son baharım da, yeşil kalan.
Ve sen
İlk aşkım, son sevdiğim, ilk göz ağrım,
Ve sen
Benim amansız hastalığım
Ve ben
Sensiz bir çare, deli divane
Ve. Öyle işte!
Nasıl anlatayım ki sensizliği, kelimeler kifayetsiz kalıyor. Boğazımda bir düğüm oluyor, boğuluyorum seni düşündüğümde. Yeter artık düşünme diyorum kendime. Laf geçiremiyorum ki bu deli gönlüme.
Ve sen, yani o diyorum, beni bu acılara düşüren.
Suçlamak istiyorum seni, fakat beceremiyorum ki.
Böyle zamanlarda kendimi suçluyorum, bulmalıydın diyorum, bulmalıydın, bu derde çare.
Çaresiz hastalık var mı?
Sensizlikten gayrı?
Ben işte böyle çaresiz, ben işte böyle imkansız sevdadayım hala.
Bu ruh hali içersinde yaşıyorum yaşamak denirse.
Bazen… Bazen unutur gibi oluyorum seni, o an hüzünlü bir şarkı düşüyor dilime.
O an garip bir acı gelip çörekleniyor kalbime. Sensizlik bu işte
Nasıl anlatsam ki başka?
Ben bulamadım.
Sahi sen anlatsan ya, bensizlik nasıl bir şey?
Seni Seviyorum
Karanlığın sonunda görünmeyi bekleyen seher vakti benim için artık uzak ihtimal olarak kalmak üzereydi. Umutlarım tükenmiş, yaşanan son hayal kırıklıkları da soldurmuştu son yeşilleri. Seher vaktim olmayalı uzun bir zaman olmuştu. Elim tetikte tüm hayal kırıklıkları ile beklemekteydi. Renk cümbüşlerinin bir önemi yoktu aynı ilkbahar ile sonbaharın farkı olmadığı gibi.
Oysa insan ağlayarak açıyordu dünyaya gözlerini ve bu bir umudun işareti idi. O ilk ağlama umut ve neşe veriyordu etrafına, büyük bir inatla. Ve hayat bir umudun peşinde koşmaya mahkum bırakıyordu her daim. Her yaş çağında umut ve hayaller değişiyor fakat koşuşturmaca hiç ara vermiyordu. Hep koşuyordun bazen yakalıyor bazen de bırakıyordun umudu akışına. Bazen de benim gibi hep imkansızın peşinde oluyordun, hayata inat.
Sevdam, sevdalarım hep ufuk çizgisi gibiydi, denizle göğün birleştiği yerde güzel bir yelkenli, bense sahilde hep el sallayan. Yine anlamıştım kaderim buydu sahilde el sallamak. Bitmez hüzünlerim olmuş, karanlık geceler yarenlerim olmuştu. Beklide bu yüzden seviyordum karanlığı. Issız sokaklarda gezmek ve karanlıkta ıslanmak, bana nedense romantik geliyordu. Vücudumda süren ruhani depremler bazen beni sarsıyor bazen de gıdıklıyordu, bu yüzdendi anlamsız zamanlarda gülmem. Kırıklıkların yorduğu kalp elimdeydi artık sıkıyordum, acıtıyordu ama sıkıyordum. Ve elim tetikteydi namlunun ucu elimde ki yüreğimde. Sıkmalıydım tüm yaşanmışlara inat son vermek için acılara. Umut artık umut çizgisinde bile değildi. Göremiyordum, gördüğüm sadece koyu bir karanlık, karanlıkta renklerin ne önemi vardı ki. İşte hepsi simsiyah önümde duruyordu.
Ağır, ağır tetiğe yükleniyordum, acıların sonu geliyordu. Bunu hissediyordum.
İşte olmuştu, yanık barut kokusunu hissediyordum, ellerimden kan akıyordu. Öldürmüştüm sonunda yüreğimin seven yanını. Yoktu artık benim için bahar ve seherler. Hafiflemiştim sanki garip bir duygu içerisindeydim, yine anlamsızca gülümsedim ve karanlığın içersinde karanlığa gözlerimi yumdum…
Ve bugün bir gariptim, seher vakti uyanmıştım. Gözlerimde farklı bir can, yüreğimde farklı bir kıpırtı vardı. Oysa öldürmüştüm sevdalarımı ve sevecek yanlarımı. Depremlerim bitmiş, anlamsızda olsa gülmüyordum artık ama bugün farklıydı. Bir başka geliyordu çiçekler gözüme, içimde dayanılmaz bir gülümseme ve sen.
İki yana dağılmış dalgalı siyah saçlar, yeşertmişti yeniden unuttuklarımı.
Aslında korkuyordum, umutlarımın peşinden koşmaya.
Bir his vardı içimde, koşmalısın diyordu “Bu sefer farklı.”
Galiba seni seviyordum,
Göğün denizle birleştiği yerdeki güzel yelkenli kıyıya yaklaşıyordu, görüyordum
Ve artık emindim…
Seni seviyordum, seni seviyorum…
Oysa insan ağlayarak açıyordu dünyaya gözlerini ve bu bir umudun işareti idi. O ilk ağlama umut ve neşe veriyordu etrafına, büyük bir inatla. Ve hayat bir umudun peşinde koşmaya mahkum bırakıyordu her daim. Her yaş çağında umut ve hayaller değişiyor fakat koşuşturmaca hiç ara vermiyordu. Hep koşuyordun bazen yakalıyor bazen de bırakıyordun umudu akışına. Bazen de benim gibi hep imkansızın peşinde oluyordun, hayata inat.
Sevdam, sevdalarım hep ufuk çizgisi gibiydi, denizle göğün birleştiği yerde güzel bir yelkenli, bense sahilde hep el sallayan. Yine anlamıştım kaderim buydu sahilde el sallamak. Bitmez hüzünlerim olmuş, karanlık geceler yarenlerim olmuştu. Beklide bu yüzden seviyordum karanlığı. Issız sokaklarda gezmek ve karanlıkta ıslanmak, bana nedense romantik geliyordu. Vücudumda süren ruhani depremler bazen beni sarsıyor bazen de gıdıklıyordu, bu yüzdendi anlamsız zamanlarda gülmem. Kırıklıkların yorduğu kalp elimdeydi artık sıkıyordum, acıtıyordu ama sıkıyordum. Ve elim tetikteydi namlunun ucu elimde ki yüreğimde. Sıkmalıydım tüm yaşanmışlara inat son vermek için acılara. Umut artık umut çizgisinde bile değildi. Göremiyordum, gördüğüm sadece koyu bir karanlık, karanlıkta renklerin ne önemi vardı ki. İşte hepsi simsiyah önümde duruyordu.
Ağır, ağır tetiğe yükleniyordum, acıların sonu geliyordu. Bunu hissediyordum.
İşte olmuştu, yanık barut kokusunu hissediyordum, ellerimden kan akıyordu. Öldürmüştüm sonunda yüreğimin seven yanını. Yoktu artık benim için bahar ve seherler. Hafiflemiştim sanki garip bir duygu içerisindeydim, yine anlamsızca gülümsedim ve karanlığın içersinde karanlığa gözlerimi yumdum…
Ve bugün bir gariptim, seher vakti uyanmıştım. Gözlerimde farklı bir can, yüreğimde farklı bir kıpırtı vardı. Oysa öldürmüştüm sevdalarımı ve sevecek yanlarımı. Depremlerim bitmiş, anlamsızda olsa gülmüyordum artık ama bugün farklıydı. Bir başka geliyordu çiçekler gözüme, içimde dayanılmaz bir gülümseme ve sen.
İki yana dağılmış dalgalı siyah saçlar, yeşertmişti yeniden unuttuklarımı.
Aslında korkuyordum, umutlarımın peşinden koşmaya.
Bir his vardı içimde, koşmalısın diyordu “Bu sefer farklı.”
Galiba seni seviyordum,
Göğün denizle birleştiği yerdeki güzel yelkenli kıyıya yaklaşıyordu, görüyordum
Ve artık emindim…
Seni seviyordum, seni seviyorum…
Aşk İşte
Küçük bir bekleyişti gözlerimdeki
- Gözyaşlarımın değdiği yürekte / AŞK / Yetişmiyor Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi.Her yeni yüzde eskisini aradı gözlerim.
VE ilk engelde yıkıldı ümitlerim.
...
Bİr daha sevemedim ... sevemedim.
..
Harf harf işlerken sevdama seni
Acılarını giydiriyorum satırlarıma.
Kaderim deyip yazıyorum her gece .
Bir elimde şişe bir elimde sigaram.
Eğer ..
Eğer bilseydim yeminlerinin yalan ..
Bakışlarının bir oyun olduğunu
Severmiydim yine diyorum.
... SUSUYORUM ..
Severdim diyorum .. Severdim .. Severdim.
...
Bak yine acıyor kalbimin sol yanı
Acıtıyor kelimeler .
Bitiyorum / Ölüyorum / ..
En önemliside ..
Hâlâ SEVİYORUM Seni .. Dün gibi ..
..
Ama ..
Ama yoksun işte ..
Hayâlden öteye geçemiyorum.
Elimi uzattığım an uyanıyorum.
Satırlara yenik düşüyorum.
...
Biliyomusun -?
Gittiğin ilk gün:
Bütün acılarımı parmak uçlarıma yerleştirdim.
Şimdide kelimelerle dans ediyorum işte .
Onlar ağlatan ..
BEN AĞLAYAN
...
Bedenim , Gözlerim , Ellerim , YÜREĞİM..
Herşeyimle özledim seni.
Ömrümü ömrünün ardından sürükledim.
BİTTİ dedin GİTTİN.
Hayatımı hep sonraya erteledim.
Bitmek bilmeyen yarınlara ..
Çünkü ~~..
Çünkü anlamı olamazdı sensiz yaşamanın.
NEFES ALMANIN
...
Her sevgi zamanla bitermiş derler ;
Gülüyorum sadece ..
Eğer ; Yüreğine değerse aşk ateşi .
Unutmak nafile ..
Aklından dahi çıkaramazsın o sevdayı.
Hasret kalırsın ..
Ölmelere ... ÖLDÜRMELERE:.
...
Küçük bir masal gibiydi aşk.
Yüreğinde kaç kez intihar ettim bilmiyorum.
Ama..
Ölmedim.. ÖLDÜREMEDİM bu SEVDA ` yı
Ne yaparsam yapayım.
GÖZYAŞLARIMIN DEĞDİĞİ YÜREKTE AŞK YETİŞMİYOR İŞTE...
GönüLDostu.
`` eksik umutların … Giden ve kalanıyız işte
gölgesine tutunamayan bir sevdanın ``
- Gözyaşlarımın değdiği yürekte / AŞK / Yetişmiyor Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi.Her yeni yüzde eskisini aradı gözlerim.
VE ilk engelde yıkıldı ümitlerim.
...
Bİr daha sevemedim ... sevemedim.
..
Harf harf işlerken sevdama seni
Acılarını giydiriyorum satırlarıma.
Kaderim deyip yazıyorum her gece .
Bir elimde şişe bir elimde sigaram.
Eğer ..
Eğer bilseydim yeminlerinin yalan ..
Bakışlarının bir oyun olduğunu
Severmiydim yine diyorum.
... SUSUYORUM ..
Severdim diyorum .. Severdim .. Severdim.
...
Bak yine acıyor kalbimin sol yanı
Acıtıyor kelimeler .
Bitiyorum / Ölüyorum / ..
En önemliside ..
Hâlâ SEVİYORUM Seni .. Dün gibi ..
..
Ama ..
Ama yoksun işte ..
Hayâlden öteye geçemiyorum.
Elimi uzattığım an uyanıyorum.
Satırlara yenik düşüyorum.
...
Biliyomusun -?
Gittiğin ilk gün:
Bütün acılarımı parmak uçlarıma yerleştirdim.
Şimdide kelimelerle dans ediyorum işte .
Onlar ağlatan ..
BEN AĞLAYAN
...
Bedenim , Gözlerim , Ellerim , YÜREĞİM..
Herşeyimle özledim seni.
Ömrümü ömrünün ardından sürükledim.
BİTTİ dedin GİTTİN.
Hayatımı hep sonraya erteledim.
Bitmek bilmeyen yarınlara ..
Çünkü ~~..
Çünkü anlamı olamazdı sensiz yaşamanın.
NEFES ALMANIN
...
Her sevgi zamanla bitermiş derler ;
Gülüyorum sadece ..
Eğer ; Yüreğine değerse aşk ateşi .
Unutmak nafile ..
Aklından dahi çıkaramazsın o sevdayı.
Hasret kalırsın ..
Ölmelere ... ÖLDÜRMELERE:.
...
Küçük bir masal gibiydi aşk.
Yüreğinde kaç kez intihar ettim bilmiyorum.
Ama..
Ölmedim.. ÖLDÜREMEDİM bu SEVDA ` yı
Ne yaparsam yapayım.
GÖZYAŞLARIMIN DEĞDİĞİ YÜREKTE AŞK YETİŞMİYOR İŞTE...
GönüLDostu.
`` eksik umutların … Giden ve kalanıyız işte
gölgesine tutunamayan bir sevdanın ``
Ünlü Düşünürlerden Sözler
Birini taklit etmek, onu övmenin en samimi şeklidir.
Colton
» Bizi güçlü yapan yediklerimiz değil, hazmettiklerimizdir. Bizi zengin yapan kazandıklarımız değil, muhafaza ettiklerimizdir. Bizi bilgili yapan okuduklarımız değil, kafamıza yerleştirdiklerimizdir.
» Boş bir çuvalın dik durması zordur.
Benjamin Franklin
» Boşuna kendinizi kandırmayın; sürekli yaptığınız şey neyse siz osunuz…
Aristo
» Bu dünyada insanlar bir kere aldatılınca gerçekten bile şüphe duyarlar.
Hitopadesa
» Bu dünyaya istediğimiz gibi gelmedik,Bu Dünya’dan istediğimiz gibi gidemeyiz
Ömer Hayyam
» Büyük adamların hatası, güneş tutulmasına benzer, onları herkes görür.
Cu Kong
» Büyük işler sanki hiç ölmeyecekmiş gibi çalışmakla başarılabilir.
Vanvenarues
» Büyük ve yüksek şeyleri görebilmemiz için onlara göre bir ruhumuz olması gerekir; yoksa kendi çamurumuzu görürüz onlarda.
Montaigne
» Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol!Anlamlı Sözler
Mevlana
» Cahilliğin eyleme geçişinden daha korkunç bir şey yoktur.
Goethe
» Camdan evde oturanlar başkalarına taş atmamalıdırlar.
George Herbert
» Can sıkıntısı Dünya’ya tembellikle beraber gelmiştir.
La Bruyere
» Cehalet her zaman kendisine hayran olmaya hazırdır.
Santra Guitry
» Çevrendekileri alçaltarak değil,kendini gerçekten yücelterek büyüyebilirsin.
Reich
» Çiçeği küçümseyen, Tanrı’yı da küçümser.
A.Dumas
» Çok ziyaret usandırır,az ziyaret dostluğa zarar verir.Güzel Sözler
Hz Ömer (r.a.)
» Daha iyi olmaya çalışmayan iyi olarak ta kalamaz.
Oliver Cromwell
» Daima ara, bugün altın ararken bakır bulursun, yarın bakır ararken altın.
Cenap Şahabettin
» Deniz gibi mal kazan, fakat sen üzerinde gemi ol.
Mevlana
» Devletleri yıkan tüm hatanın altında nice gururun gafleti yatar.
Yavuz Sultan Selim
» Dili ve sözü bir olmayan kimsenin yüz dili bile olsa o, yine dilsiz sayılır.
Mevlana
» Dinlemesini bilenler,ülkeleri fethetmesini bilenlerden daha büyüktürler.
Franklin
» Dostlarımızdan şüphelenmek, onların ihanetinden çok daha utanç vericidir.Özlü Sözler
La Rochefoucauld
» Dostlarımla beraber olduğum zaman yalnız değilim. O dakikadan sonra da iki kişi değiliz.
Pisagor
Colton
» Bizi güçlü yapan yediklerimiz değil, hazmettiklerimizdir. Bizi zengin yapan kazandıklarımız değil, muhafaza ettiklerimizdir. Bizi bilgili yapan okuduklarımız değil, kafamıza yerleştirdiklerimizdir.
» Boş bir çuvalın dik durması zordur.
Benjamin Franklin
» Boşuna kendinizi kandırmayın; sürekli yaptığınız şey neyse siz osunuz…
Aristo
» Bu dünyada insanlar bir kere aldatılınca gerçekten bile şüphe duyarlar.
Hitopadesa
» Bu dünyaya istediğimiz gibi gelmedik,Bu Dünya’dan istediğimiz gibi gidemeyiz
Ömer Hayyam
» Büyük adamların hatası, güneş tutulmasına benzer, onları herkes görür.
Cu Kong
» Büyük işler sanki hiç ölmeyecekmiş gibi çalışmakla başarılabilir.
Vanvenarues
» Büyük ve yüksek şeyleri görebilmemiz için onlara göre bir ruhumuz olması gerekir; yoksa kendi çamurumuzu görürüz onlarda.
Montaigne
» Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol!Anlamlı Sözler
Mevlana
» Cahilliğin eyleme geçişinden daha korkunç bir şey yoktur.
Goethe
» Camdan evde oturanlar başkalarına taş atmamalıdırlar.
George Herbert
» Can sıkıntısı Dünya’ya tembellikle beraber gelmiştir.
La Bruyere
» Cehalet her zaman kendisine hayran olmaya hazırdır.
Santra Guitry
» Çevrendekileri alçaltarak değil,kendini gerçekten yücelterek büyüyebilirsin.
Reich
» Çiçeği küçümseyen, Tanrı’yı da küçümser.
A.Dumas
» Çok ziyaret usandırır,az ziyaret dostluğa zarar verir.Güzel Sözler
Hz Ömer (r.a.)
» Daha iyi olmaya çalışmayan iyi olarak ta kalamaz.
Oliver Cromwell
» Daima ara, bugün altın ararken bakır bulursun, yarın bakır ararken altın.
Cenap Şahabettin
» Deniz gibi mal kazan, fakat sen üzerinde gemi ol.
Mevlana
» Devletleri yıkan tüm hatanın altında nice gururun gafleti yatar.
Yavuz Sultan Selim
» Dili ve sözü bir olmayan kimsenin yüz dili bile olsa o, yine dilsiz sayılır.
Mevlana
» Dinlemesini bilenler,ülkeleri fethetmesini bilenlerden daha büyüktürler.
Franklin
» Dostlarımızdan şüphelenmek, onların ihanetinden çok daha utanç vericidir.Özlü Sözler
La Rochefoucauld
» Dostlarımla beraber olduğum zaman yalnız değilim. O dakikadan sonra da iki kişi değiliz.
Pisagor
LoSs Ölüm Gelir Sefa Gelir
Ölüm Gelir Sefa Gelir...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)